34,4225
2.958,08
9.367,77
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, “Seçimlere 81 ilde tek başımıza gireceğiz” açıklamasından sonra parti içinde başlayan ayrışmalar beraberinde istifaları getirdi. Akşener, “Oğlunun banka hesaplarının gayri resmi kontrol edildiğini” öne sürerek, “Benim ve ailemin belediyelerde işi-gücü yok. Kanıtlanırsa siyaseti bırakırım” açıklamasında bulundu.
Sözcü’den Saygı Öztürk’ün haberine göre, iddiaların göbeğindeki partinin Sakarya Milletvekili, eski Genel Muhasibi Ümit Dikbayır, “Hakkımdaki iddiaların birisi bile kanıtlanırsa milletvekilliğinden istifa edeceğim” dedi. Partinin Disiplin Kurulu Başkanlığı’na başvurarak hakkındaki iddiaların açıklığa kavuşturulmasını isteyen Dikbayır, sonuç alamazsa Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na başvuracağını söyledi.
GEREĞİ YAPILMALI
Dikbayır, Akşener’in önceki gün İstanbul’daki parti toplantısında yaptığı açıklamaları şöyle değerlendirdi: “Genel Başkan konuşmasında dil değiştirdi. Daha önce, kendisinin banka hesaplarının incelendiği söylemişti, şimdi ise ‘benim değil, kocamın ve gelinimin hesaplarını incelemişler’ diyor. Önce, bu gayri resmi inceleme bilgisinin devletten geldiğini söylemişti, şimdi ise ‘Bu bilgi gayri resmi ulaştı’ diyor. Bankaya resmi olarak soracaklarını, banka yetkililerinin ‘Bilmiyoruz’ diyebileceğini söylüyor. Kimin banka hesabına girildiği bilgisayar incelemesiyle hemen ortaya çıkar. Genel Başkan araştırmanın gayri resmi yapıldığını söylemekle ağız değiştirdi. Bunların hepsinin dedikodu, iftira olduğu ortaya çıktı. Genel Başkan’dan beklentim, beni nasıl kamuoyu önüne attılarsa, şimdi de kamuoyu önüne çıkıp, ‘Beni yanıltmışlar’ deyip açıklama yapmalı. Kendisini kim yanılttıysa, bu iftiraları kim önüne getirdiyse gereğini yapmalı.”
132 MİLYONUN HİKÂYESİ
Akşener’in ve partililerin yanıltıldığını öne süren Dikbayır, şunları anlattı: “26 Haziran’da yapılan kongremizde partinin mali işlerinden sorumlu kişisi olarak gelen yönetime 132 milyon lirayı bıraktım. Meclis açıldıktan sonra, yeni yönetim, milletvekillerini maddi durumlarına göre sınıflandırıp, kiminden 250 bin lira, kiminden 500 bin lira, kiminden 1 milyon lira partiye yardım istedi. Bu durum bazı milletvekillerinin, ‘Partinin parası mı yok, bizden para istendi?’ diye sormalarına ve eleştirmelerine neden oldu. Bana soran milletvekilleri oldu. Kendilerine, ‘ Delegeler de bütçemizi ibra etti.132 milyon lira civarında parayla devrettik. 10 Ocak 2024’de partiler devlet yardımı alacak. Bıraktığım para o tarihe kadar rahat rahat yeter’ dedim. Yerime gelen arkadaşımız, “Kasamız eksi 16 milyon lirada” deyince, ‘Vay efendim bu parayı Genel Başkan yedi’ anlamı çıkarmaya çalıştılar. Genel Başkan’a bunu böyle intikal ettirmişler. Genel Başkan Yardımcısı aslında şunu söylüyor ama söylediği tam anlaşılmadığı için… ‘Kasamız 16 milyon eksi veriyor. Aslında 10 Ocak tarihine göre 16 milyon eksi veriyor’ demek istiyor. Yani o tarihe kadar para yetmez demek istiyor. Bu da yanlış. Partiye bıraktığım para o tarihe kadar rahat yeter. Yerime mali işlere bakan kişi, benim ne kadar para bıraktığımı bilmez olur mu? Neden öyle söyledi? Çalışanlara zam yapmamak için. Böyle şeyler olur mu? Vallahi, billahi çalışanlara zam yapmamak için kasamızda para olmadığı söylendi. Genel Başkan, iddialarla ilgili olarak pazartesi günü (bugün) Genel Başkan Yardımcısı Sedat Aksakallı’nın açıklama yapacağını söyledi. Her şey ortada ama Genel Başkan’a gerçekdışı bilgiler veriliyor. Benim sözlerimden, ‘Bu parayı Genel Başkan mı harcadı?’ anlamı çıkar mı? Ben gücümün yettiğince bu konunun üzerine gideceğim. Bunu üzerimde bırakmam. Genel Başkanımız da gerekli araştırmalarını yaptıktan sonra, hakkımdaki iddiaların gerçekle ilgisinin olmadığını öğrenince kamuoyu önüne çıkıp yanıltıldığını söylemeli.”
“İSTİFAYA HAZIRIM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bazı konularda çıkıp ‘kandırıldığını, yanıltıldığını’ söylediğini hatırlatan Dikbayır, şöyle devam etti:
“Genel Başkanımız da bunu açıklamalı. Kendisine, gerçekle ilgisi olmayan bilgileri getirenlerden hesabını sormalı, ‘Beni niçin yanıttınız, dedikoduları niçin getirdiniz?’ deyip gereğini yapmalı. Ben başka bir şey istemiyorum. Yok banka hesaplarını incelettirmişim, yok partinin parasının yenildiğini söylemişim, yok belediyelerle iş yapmışım. Ben de şunu söylüyorum: Alnım açık, yüzüm pak. Ne benim, ne ailem, ne sülalemin belediyelerle işi olmamıştır, bundan sonra da olmaz. Bir kuruşluk iş yaptığımı ispatlasınlar milletvekilliğinden istifa ederim. Twitter hesabı açıp yönettirmişim. Ortaya çıkarın. Açıkladılar, açıkladılar, yoksa ben çıkıp C. Savcılığına başvurup bu konularla alakalı olarak dokunulmazlığımın kaldırılmasını talep edeceğim. Meclis Başkanlık Divanı’na başvuracağım. Önce İYİ Parti TBMM Disiplin Kurulu Başkanlığı’na yazılı olarak başvurup hakkımdaki bugüne kadar atılan iddiaların ve gündeme gelebilecek her konunun araştırılmasını istedim. Ben hakkımı sonuna kadar savunacağım. Bu kadar kolay dedikodu yapılır mı?”
Partide “dedikodu kazanının” kaynadığını belirten Dikbayır, “Genel Başkan’a dedikodular götürülüyor. ‘Vay efendim bu senin için böyle yapıyor, bu senin için böyle diyor’ diye Genel Başkan’ı bunaltanlar var. Partide üç-dört kişi bir araya gelse bunun altında bir şey arıyorlar. Üç-dört kişi bir yerde yemek yiyemez mi? Bir arkadaşımızın ofisine gidip oturup çay kahve içemez miyiz? Böyle şey olur mu? Uğurhan Bey benim 5 yıldır arkadaşım. Ofisine gitmem ya da onun benim yanıma gelmesi kadar doğal ne olabilir?” diye konuştu.
PARTİYE BAŞVURDU
İYİ Parti Kurucular Kurulu, 2.3.4.5. dönem Genel İdare Kurulu, 4.5. dönem Genel Başkanlık Divanı üyesi ve iki dönem İYİ Parti Genel Muhasiplik görevlerini yürüten Dikbayır, bir dönem Akşener’e en yakın isimlerden biriydi. Bir süredir hakkında yalan ve hayal ürünü iddiaların ortaya atıldığını öne süren Dikbayır, partisinden bu iddiaların araştırılmasını istedi. Dikbayır, 9 Kasım’da TBMM İYİ Parti Disiplin Kurulu’na verdiği dilekçede şunları söyledi:
“8 Kasım’da saat 14.45’de gazeteci İsmail Saymaz’ın beni arayarak tarafıma bu dedikoduları sorması sebebi ile başvuruda bulunmam gerekmiştir. Önceleri küçük bir araştırmayla ortaya çıkar diyerek önemsemediğim içerikler artık dedikodu boyutunu geçerek açıkça iftira ve hakaret halini almıştır. Bu iftira ve dedikodular şahsımı itham ettiği gibi partimizin kurumsal kimliğine de zarar verecek noktaya gelmiştir. Her bir iftiranın da içeriği suç olduğu için aşağıda sıralayacağım hususların TBMM İYİ Parti Disiplin Kurulu ve İYİ Parti Merkez Disiplin Kurulu tarafından titizlikle araştırılmasını, araştırma sonucunda hakaret ve iftira boyutuna varmış ve şahsım ile uzaktan yakından ilgisi olmayan bu itibar cellatlığının sorumlularının tespitini ve haklarında gereğinin yapılmasını saygıyla talep ederim. Hakkımdaki her birinin konusu suç olan hakaret ve iftiralar şunlar:
1) Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener’ in aile bireylerinin, ayrıca özel kalem müdürünün ve eşinin banka hesaplarının incelettirilmesi.
2) Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyelerinden şahsıma, aileme ve 3.kişilere ihale veya iş alınması ve şahsımın böyle bir olaya aracılık etmesi.
3) İYİ Partimizin Sakarya- Hendek İlçe Başkanının işyerine (dershane) milletvekili sıfatımı kullanarak ceza kestirmiş olduğum iddiası.
4) Eski adı ile twitter yeni adı ile X olan sosyal medya alanında ‘hizirçelebi06*’ isimli bir hesabı şahsımın açtırdığı ve/veya yönettiğim/yönettirdiğim iddiası, Polonya’da bir şirketim olduğu iddiası.
5) Henüz bana ulaşmamış ancak yukarıdaki iftira ve hakaretlerin her birine ilişkin gerçekler ortaya çıkana kadar ve disiplin kurullarımız tarafından araştırma yapılırken çıkarılacak yeni iftiraların tamamı.”