35,1895
2.968,33
9.724,50
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır, açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi;
“Mersin Ana Konteyner Limanı yatırımı, bir hub (toplama-aktarma) liman olarak, ülkenin modern ve etkin lojistik kapasitesinin artması adına 90’lı yılların başında konuşulmaya başladı. 1996 yılında Mersin’de yapılması planlanan ve resmi olarak o dönemde dahi açıklanan, projeleri çizilen, 2000’li yıllarda fizibilite çalışmaları tamamlanan, 2009 yılında ÇED süreci tamamlanarak neredeyse yapım aşamasına gelen, 2008-2009 yıllarında Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı tarafından Filyos, Çandarlı ve Mersin’de yapılması kararı alınan 3 yeni konteyner limanından biri olan, hatta Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığının “ Lojistik Ana Planında” 2024-2029 yılları arasında yaklaşık 4 milyar Dolar yatırım bedeli ile Mersin’de yapılacağı açıklanan, 28 yıldır kentin gündeminde ve ülkenin ihtiyacı olan bir Ana Konteyner Limanı yatırımdan bahsediyoruz. Yapılan açıklamalarda, planlanan Mersin Ana Konteyner Limanı yatırımına çok yakın bir yer olan Adana-Yumurtalık’ta yapılması düşünülen bir liman yatırımından bahsediliyor.
Mersin kamuoyu doğal olarak bunu Mersin Ana Konteyner Limanı yatırımına olumsuz bir etki yaratıp yaratmayacağı konusunda endişeleniyor.
Ülkenin lojistik başkenti olarak nitelenen ve lojistik firmalarından depoculuk sektörüne, güçlü kara taşıma filosundan demiryoluna, gümrükçülük sektöründen dış ticaret sektörlerine ve tüm yol bağlantılarına kadar lojistiğe yönelik tüm alt yapısı hazırken; kısacası en az 150 yıllık bir lojistik kenti kent olan Mersin 28 yıldır Ana Konteyner Limanı beklerken, yetkililerin açıklamaları kafa karıştırmıştır.
Bir bilgi hatası varsa düzeltilmelidir. Ülkemizin kıt kaynakları doğru kullanılmalıdır. Elbette her kente, her bölgeye ihtiyacı olan yatırım yapılmalıdır. Adana’da yeni bir limana, sektörel veya ihtisas bir limana ihtiyaç varsa elbette nereye gerekiyorsa yapılmalıdır.
Mersin ve Adana rakip değil, birbirini tamamlayan iki kardeş kenttir. Doğru olan şey kentlere dev eserler kazandırmak değil, doğru yere doğru eserlerin kazandırılmasıdır.
Sonuçta, bu büyülükteki yatırımlar sadece yapıldığı kente hizmet veren yatırımlar değil, aksine bölgeye hizmet veren yatırımlardır, ülkenin yatırımıdır. Kıt kaynaklar israf edilmeden en doğru, en uygulanabilir, katma değeri en çok yaratacak noktaya yapılmalıdır. Burada söz konusu olan kentler değil ülkenin geleceğidir.
Yaşadığımız ekonomik sorunlar arasında bu kadar tasarruf tedbirleri alınırken, vergi paketleri açıklanırken, küresel sorunlar arasında ülkemiz milli bir ekonomik mücadele verirken, bu büyüklükte yatırımlar kent lobilerine kurban edilemez.
Devletimizin yatırımlarda doğru kararlar alacağına eminiz. Biz burada bir açıklama eksikliği olduğuna inanıyor ve bu açıklamaların daha teknik bilgilerle net olarak ortaya konmasını bekliyoruz. Bu noktada tüm Mersin milletvekillerimizden de, yetkililerden daha net bilgiler alarak toplumu aydınlatmalarını bekliyoruz.
İlgili Bakanlarımız yatırımın Mersin’de olacağını birçok kez söylemiştir. Daha bir ay önce Ulaştırma Komisyonunda tekrar gündeme gelmiş ve Mersin’de yapılacağı söylenmiştir. Devlet verdiği sözden dönmez. Mersin 28 yıllık yatırımına kavuşacaktır. Bunun sebebi de ne lobidir ne siyasettir ne de başka bir şey. Bunun tek sebebi bu Ana Konteyner Limanı yatırımının bilimsel, jeo-politik ve ekonomik anlamda yapılacağı en doğru yerin Mersin olmasıdır.
Mersin, ülkeye yararı olmayacak, sırf Mersin’de olsun diye yapılacak bir yatırımının peşinde değildir. Doğru ve net bir açıklama ile bu karmaşa giderilmelidir. Sadece Mersin’e değil, Çukurova’ya, Doğu Akdeniz’e ve tüm hinterlanta büyük katkı sağlayacak olan Mersin Ana Konteyner Limanı yatırımı bir an önce başlamalıdır.”